Ayşe Şasa’nın kişisel kitaplığı Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ne bağışlandı
Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinin senaristlerinden Ayşe Şasa’nın vefatının 10. senesinde kişisel kitaplığı, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ne bağışlandı.
Ayşe Şasa Özel Koleksiyonu, yazarın etkileşimde bulunduğu kültür ve sanat dünyasından izler taşıyor.
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen toplantıda konuşan kütüphanenin Okuyucu Hizmetleri Şube Müdürü Birgül Ünal, “Kütüphanemiz mimari yapısı, koleksiyonu, kültür ve sanat alanları, çağın getirdiği teknolojik imkanlarıyla ülkemizin dünyaya açılan penceresi olmuştur.” dedi.
Ünal, kütüphanenin her dilden 4,5 milyon basılı yayına ve milyonlarca elektronik kaynağa sahip olduğunu belirterek, 7/24 ücretsiz hizmet verdiklerini kaydetti.
Kütüphanenin sürekli gelişen koleksiyonunun, yurt içinden ve dışından kıymetli kişilerin kütüphanelerinin de dahil edilmesiyle zenginleştiğine işaret eden Ünal, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nin özel koleksiyonları arasında Mehmet Şevket Eygi, Abdülbaki Gölpınarlı, Cinuçen Tanrıkorur, Cemil Meriç ve İlber Ortaylı’nın bulunduğu birçok bağışçının kitaplarının yer aldığını söyledi.
Ünal, Ayşe Şasa’nın kişisel kütüphanesinin de bağışlanmasından memnun olduklarını dile getirerek, bağışlanan 3 bin kitabın işlemleri yapılarak özel koleksiyon odasında yerini aldığını ifade etti.
“Ayşe Hanım ‘bulanlardan’ oldu”
Ayşe Şasa’nın yazdığı kitapların ve kütüphanesinin varisi Adem Taşkıran, Şasa’nın hayatının okumak ve tefekkür etmekle geçtiğine dikkati çekerek, yaşadığı zorluklardan bahsetti.
Taşkıran, Şasa’nın her zaman hakikat arayışında olduğunu vurgulayarak, “Hakikati ararken zorlu yollardan geçse de vahdet denizinin sahiline ulaştı. ‘Her arayan bulamaz lakin bulanlar arayanlardır.’ diye bir söz vardır. Ayşe Hanım da ‘bulanlardan’ oldu.” diye konuştu.
“Geride bıraktığı eserlerin haricinde, kütüphanesi de onun bir eseridir”
Ketebe Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Furkan Çalışkan, Ayşe Şasa’nın hayatını esere çeviren bir şahsiyet olduğunun altını çizerek, “Bu sebeple geride bıraktığı eserlerin haricinde, kütüphanesi de onun bir eseridir. Bu sebeple onun kütüphanesinin Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde yer alması benim için de mutluluk verici.” dedi.
Çalışkan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ayşe Şasa ve ondan bir önceki nesil, Türkiye’nin tarihsel kırılma anlarına çok yakından şahitlik etmiş. O neslin deneyimi, Türkiye’nin ruhunu anlamak için bize normal bir zamanda bulamayacağımız çok sahih bilgiler sunuyor. Kemal Tahir bir romanında, ‘Bizden sonra gelecek nesiller bizi yargılarken bir imparatorluğun tepemizde aralıksız çatırdadığını hiç unutmasınlar.’ diyor. Ayşe Hanım da tepesinde bir imparatorluğun aralıksız çatırdadığı o kuşağın yanında büyümüş son entelektüellerden. Senaryolarından, kitaplarından bağımsız olarak da sadece yaşayışıyla insanlarla kurduğu ilişkiyle kendisinden sonra da devam eden sadece hatırasını yad ederek değil, bize bıraktığı bir metodolojiyi takip ederek ulaştığımız bir toplam var. Bir okur olarak değil de kitaplarının bir yayıncısı olarak şu anda bunu daha iyi anlıyorum.”
Ayşe Şasa’nın günlükleri üzerine çalıştıklarına da işaret eden Çalışkan, “Günlüklerinde de çeşitli hazineler var. Her seferinde hayretle kurduğu ilişkileri, dünyaya bakışını görebiliyoruz.” ifadesini kullandı.
Ayrıca Şasa’nın kaleme aldığı “Şebek Romanı”, “Delilik Ülkesinden Notlar”, “Yeşilçam Günlüğü” ve “Bir Ruh Macerası” kitapları, Ketebe Yayınları’ndan okurlarla buluştu.