Bir felaketten sonra sosyal iyileşme zaman alır
KONYA (İGFA) – Afetler, neden oldukları sonuçların prestijiyle birden fazla ulusal ve uluslararası kuruluşun yardımını ve takviyesini gerektiren büyük olaylardır. Afet sonrası fiziksel yıkım, psikolojik travma ve çok fazla belirsizliğin olduğu bir ortamda iyileşmeyi planlamak ve yönetmek çok zordur. Bu bağlamda sosyal hizmet alanına değerli görevler düşmektedir. Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Dilara Ustabaşı Gündüz, afetlerde sosyal hizmet konusunu değerlendirdi.
Gündüz; “Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşündüğümüzde, insanların ‘yeni’ normale nasıl ulaşacağı günümüzün sorunu. Toplumsal iyileşme sürecinin insan yaşamının her alanını kapsaması gerektiği düşünüldüğünde, büyük ölçekli, uzun soluklu, toplum temelli bir örgütlenmenin planlanması gerekliliği ortaya çıkıyor.” “Şüphesiz deprem öncesi ve sırasında yaşananlar önemliydi. Ancak geldiğimiz nokta itibariyle bu iki aşama geride kaldı. Artık, toplumsal hayatın yeniden inşasına odaklanarak, depremzedelerin tüm sorunlarını kapsayacak, uzun vadeli ve sürdürülebilir sosyal politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Afetin yol açtığı ekonomik, manevi ve toplumsal tahribatlar karşısında alınması gereken sorumlulukların bir iki kuruma yüklenmemesi gerektiğinin altını çizen Gündüz; “Toplumun bilinçlenmesi ve yaraların sarılması noktasında başta afet yönetimi ile ilgili kurumlar olmak üzere tüm birimlerle el ele çalışmamız gerekiyor. Bu önemli toplumsal yıkım karşısında analiz ve iyileştirme yine toplumsal kaynaklarla desteklenmelidir. Afetten etkilenenler için sosyal bağları güçlendiren sosyal yardımların ve duygusal güçlendirmelerin yönü de göz ardı edilmemelidir. Özellikle yeniden yapılanma ve yeni normale dönüş çabaları için irili ufaklı her türlü takviyenin değerli olduğu ve toplumda birleştirici bir güce sahip olduğu açıktır. Bu süreçte farklılıklarına rağmen herkesin birlik ve beraberlik duygusunun gelişmesi, bireyler ve kümeler arasındaki sosyal mesafeleri kısaltmakta, aradaki sosyal bağları ve sosyal sermayeyi güçlendirmektedir.